20.05.2020

‘Tüm Yönleriyle Atık Yönetimi: Covid-19’ Paneli Gerçekleşti

Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Çevre Platformu, atık yönetimi operasyonlarının lokomotifi konumundaki belediyeleri ve belediye şirketlerini, atık yönetimi sektör organizasyonları ile bir araya getirmek, uluslararası düzenlemeleri değerlendirmek ve yeni normalde atık yönetimine ilişkin vizyonun ne olacağını konuşmak üzere “Tüm Yönleriyle Atık Yönetimi: Covid-19” adlı paneli 20 Mayıs 2020, Çarşamba günü saat 16.30’da Zoom ve YouTube üzerinden gerçekleştirdi.

Marmara Belediyeler Birliği Çevre Yönetimi Koordinatörü Ahmet Cihat Kahraman moderatörlüğünde gerçekleşen webinarda; Atık yönetimi sektörü ve çalışanların Covid-19’daki kilit rolü, faaliyetlerin sürdürülebilirliği, tıbbi atıkların etkin yönetimi, geri dönüşüm sektöründeki tedarik güçlükleri, yeni normal ve Sıfır Atık Politikası konuları masaya yatırıldı.

AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI İLE PANDEMİ SÜRECİ
COVID-19 sürecinde İstanbul’un dezavantajlarının yanında avantajları da olduğunu belirten İSTAÇ Genel Müdürü Mustafa Canlı,  “İstanbul’da yaklaşık 10 bin sağlık kuruluşu bulunmakta. COVID-19 pandemi döneminde ise sağlık kuruluşları belirli merkezlerde toplandıklarından tıbbi atık üreten sağlık kuruluşlarının sayısı da azaldı ve şu an 2300 civarına düştü. Dolayısıyla tıbbi atıkları büyük hastanelerden toplayarak hem sterilize ediyoruz hem yakıyoruz. COVID-19 sürecinde tıbbi atıkların kapsamı ve niteliği de değişti. Dezavantajları olan bu pandemi sürecinin avantajları da oldu. Örneğin; trafik akışı rahatladı. İnsanların evde ikamet etmesi, başlangıçta atıkların artmasına vesile oldu ama süre uzadıkça atık miktarında azalma meydana geldi. Günlük 17 bin ton civarı olan evsel atık miktarı 12 bin tona kadar düştü. Bu süreci hem kendi açımızdan hem de toplum sağlığı açısından en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. İstanbul’da 200 büyük hastanenin temizliğini de yaptık. Huzurevlerinin dezenfeksiyonunu gerçekleştirdik. Kronik rahatsızlığı bulunan, engeli olan, arka planda çalışan personelimize idari izin verdik. Yaklaşık 1000 çalışanımızı işe çağırmıyoruz evlerinden çalışıyorlar. Daha az personelle daha dikkatli bir şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz.”

ULUSAL PANDEMİ PLANI İÇİN ORTAK ÇALIŞMA YÜRÜTÜLMELİ
Bu süreçte önemli olanın sahada adil denetim sağlayıp, organik bir diyalog kurarak hizmetleri çok daha verimli bir hale getirmek olduğunu belirten İZAYDAŞ Genel Müdürü Muhammet Saraç, “Denetimi artırmak ve bir an önce normale dönmek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bir ortak hareket başlatması uygun olabilir. Bu kapsamda ortak bir plan oluşturulabilir. İZAYDAŞ olarak salgın konusunda 2019 yılında hazırlanmış ulusal pandemi planımız var. Atıkların ne olacağına ilişkin bütün detaylar orada anlatılmıştı. Benzer planların güncellenip yerel, bölgesel ve ulusal çapta tatbikatının yapılması çok büyük önem arz etmektedir. Buradan yola çıkarak belediyelerin güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu salgının önemli etkilerinden biri de sıfır atık uygulamaları olacaktır. İster istemez kişisel hijyen tedbirlerinden dolayı ambalaj atıklarını miktarı artacak ve ambalaj atıklarının kısmen toplanması ve/veya çöple birlikte toplanması sonucu bu durum bazı zorlukları beraberinde getirecektir. GEKAP ve sokak toplayıcıları mevzusu yeniden değerlendirilebilir.”

ATIK VE DEZENFEKSİYON EKİPLERİ KURULDU
Bağcılar Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Hasan Sarı, “Pandemi sürecinde İstanbul’da ilk başta çöp miktarı artmış gibi görünse de ilerleyen günlerde azaldı. Günde ortalama 800 ton topladığımız evsel atık miktarının Mart ve Nisan ayı ortalaması günlük 680 tona düştü. 750 bin civarı nüfusu olan Bağcılar; tekstil atölyeleri, sanayi gibi iş kollarından dolayı gündüz nüfusunun hareketli olduğu bir ilçe. Bizim tespitlerimize göre evsel atık miktarındaki bu 120 tonluk azalışın 80 tonluk kısmı sanayinin durmasından, yaklaşık 40 tonluk azalma ise konutlardan kaynaklanmaktadır. Ekip olarak bu süreçte virüsle mücadele konusunda yıkama ve dezenfeksiyon işlemlerini de yürüttük. İlçemizde her gün dezenfeksiyon işlemleri yapılıyor. 38 personeli sırf bu iş için ayırdık ve dezenfeksiyon ekipleri kurduk. Bu süreç hepimiz için bir ilkti. Yerel yönetimler ellerinden geleni yaparak en az zararla süreçten çıkmaya çalışıyor.”

GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR ATIKLAR İKİNCİ PLANDA KALDI
UNDP Türkiye Kimyasallar ve Atık Sektör Yöneticisi Mahmut Osmanbaşoğlu, “BM koordinasyonunda tüm ülke ofisleri ülkelerin sosyal ve çevresel mevcut durum analizlerini yaptılar. Bu analizlere göre, ülkemiz teknik altyapı ve kurumsallık anlamında hem sağlık hem de atık sektöründe çok iyi bir durumda. Birçok ülkede tıbbi atık özelinde atık altyapılarının güçlendirilmesi için çalışmalara odaklanılırken, Türkiye’de altyapı açısından iyi bir konumda olduğundan aradaki koordinasyonu güçlendirecek ve basit tıkanıklıkları giderecek noktalara odaklanıldı.  Türkiye’deki tıbbi atık bertaraf tesislerinin durumu ile ilgili de bir çalışma yaptık. Tıbbi atık miktarlarında ciddi artış olmadığını ancak kişisel koruyucu ekipmandan dolayı hacimsel bir artış olduğunu gördük. Tıbbi atık miktarlarında artış olmamasının sebebi hastaneye giden insan sayısındaki azalmadır.

COVID-19 sürecinde, daha önceden dikkate almadığımız üçüncü kol olan; vatandaşların evlerde, sokaklarda ürettikleri enfekte ekipmanlar yeni bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunların ne yapılacağı ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hızlı bir şekilde genelge çıkardı. Evlerden, kamu kurumlarından çıkan atıkların 72 saat bekletilmesi gibi önlemler genelgede yer aldı. Metro, metrobüs gibi 72 saat bekletmenin uygun olmadığı noktalarda İSTAÇ ile beraber sterilizasyon üniteleri ile ilgili çalışma yapmaya karar verdik.

Tek kullanımlık plastiklerin COVID-19 sürecinde Türkiye’de üretimi de yüzde 25 arttı. Ülkeler, evlerden çıkan atıkların bir an evvel nasıl yönetileceğine odaklanmış durumdalar. Dolayısıyla tüm ülkelerde geri dönüştürülebilir atıklar ikinci sıraya düşmüş durumda. Bu da bize küresel anlamda geri dönüştürülebilir ikincil hammadde olan bu ambalaj atıklarının küresel piyasadaki dolaşımının etkilenmiş olduğunu ve piyasada ciddi dalgalanmalara sebep olacağını gösteriyor. Avrupa Birliği’nin başını çektiği ve adını Yeşil Gündem koyduğu döngüsel bir ekonomiye geçiş öngörülüyor. Bunda da aksama oluştu. Bizim geri dönüştürülebilir atıklar konusunda daha yerel düşünerek, yerel potansiyeli kullanarak harekete geçebileceğimizi düşündürüyor. Bize atık gönderen ülkeler kendilerine öncelik verecekler. Dolayısıyla geri dönüşüm dediğimizde yerelleşmek ve potansiyelimizi daha çok kullanmak zorundayız.”

AMBALAJLI ÜRÜNLERİN KULLANIMINDA ARTIŞ YAŞANIYOR
ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, “Salgının akabinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı “Tehlikesiz Ambalaj Atıklarının Kademeli Olarak Toplanması” genelge sonrası, belediyelerimiz ile temasa geçtik. Marmara Belediyeler Birliğinin yurtdışındaki uygulamalara ilişkin derlediği raporlardan istifade ettik. Avrupa Komisyonu’nun bu konuda almış olduğu tedbirlere ve direktiflere baktık. Bütün bu bilgileri derleyerek bu süreçte kendimize bir strateji belirledik. Basın bülteni ile bunu duyurduk.

Burada üç tane önemli nokta var. Birincisi gıda ve hijyen ürünlerinde ambalajlı ürünlerin kullanımı arttı. Biz bunu destekliyoruz ve teşvik ediyoruz. Bununla birlikte evlerden çıkan ambalaj atıklarının miktarı arttı. Ambalaj atıklarını evlerde ayrı biriktirmeye devam edelim mesajını verdik. Tüketicilere ilk olarak ambalajlı ürün kullanın, ikinci olarak  ambalaj atıklarını evlerde ayrı biriktirmeye devam edin mesajı verdik.  Belediyelere ise bu süreçte ayrı toplamaya devam etmelerini ve ÇEVKO’nun bu süreçte belediyeleri destekleyeceğini ifade ettik. Bütün bunları bir kısa film haline getirerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bildirdik ve sosyal medyada paylaştık.”

ONLİNE EĞİTİMLER İLE HEDEF KİTLEMİZİ ARTIRMAYI HEDELİYORUZ
TAP Derneği Genel Sekreteri Neslihan Boyacılar, “Atık pillerin toplanması zaten zor iken COVID-19 sürecinde daha da zorlaştı. Yıl içerisinde topladığımız atık pillerin yarısını okullardan, öğrenciler ile birlikte gönüllü olarak topluyorduk. Öğrenciler çevresinden atık pilleri toplayıp okula götürüyordu. Okul kampanyamızı iptal etmiyoruz. 2020-2021 döneminde belirli bir süre içerisinde okullarda biriken atık pillerin toplanması için çalışmalarımızı belediyelerle birlikte sonuçlandırmak ve öğrencilerimizi ödüllendirmek istiyoruz. Nisan ve Mayıs ayları eğitimlerimizin bol olduğu dönemlerdi ancak COVID-19 süreci bizi bu konuda çok etkiledi ve bu eğitimleri yapamadık. Küçük bir ekibiz. 2020-2021 döneminde online eğitimlere başlayacağız. Küçük ekiple yıl içinde maksimum 30 okula gidebiliyorduk. Belki de düzenleyeceğimiz online eğitimler ile hedef kitlemizi çok fazla artırarak daha kolay onlara ulaşabileceğiz.

2020 Nisan ve Mayıs aylarında yaklaşık 30 ton atık pil topladık. Bu da önceki senelere bakıldığında yıllık toplanan 300 ton atık pilin yüzde 10’u miktarında. COVID-19 sürecinden dolayı aylık toplanan atık pil miktarında Nisan ve Mayıs döneminde yüzde 90 azalma meydana geldi. Bu dönemde evde kullandığımız elektronik aletlerin sayısı arttı. Evde biriken atık pilleri biriktirip en yakın okul ve markete bırakılması şeklinde bir yönlendirmemiz oldu.”