20.12.2019

Marmara Belediyeler Birliği (MBB) Tarafından “Kentsel Dönüşüm Sürecinde Etkin Yıkım Yönetimi ve İnşaat/Yıkıntı Atıklarının Kontrolü” Semineri, 18 Aralık 2019 Çarşamba Günü MBB Hızır Bey Çelebi Salonu’nda Düzenlendi.

Marmara Belediyeler Birliği (MBB) tarafından “Kentsel Dönüşüm Sürecinde Etkin Yıkım Yönetimi Ve İnşaat/Yıkıntı Atıklarının Kontrolü” Semineri, 18 Aralık 2019 Çarşamba günü MBB Hızır Bey Çelebi Salonu’nda düzenlendi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü Jeoloji Mühendisi Bahattin Murat Demir, “Seçici Yıkım Faaliyetlerine Genel Bir Bakış ve Belediyelerin Açısından Konunun Değerlendirilmesi” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.  Sunumunda ulusal mevzuatta yıkım ile ilgili düzenlemelerden söz eden Demir, seçici yıkım uygulamalarında “TS 13633 Yapıların Tam ve Kısmi Yıkımı için Uygulama Kuralları”nın çok önemli olduğunu ve merkezi yönetim, yerel yönetim ve yıkım sektörü olmak üzere üç temel aktörün güvenli yıkım yönetimi üçgenini oluşturduğunu ifade etti. Bahattin Murat Demir ayrıca Marmara Bölgesi ve Türkiye’deki mevcut yıkım göstergelerine değinerek 2004 tarihli Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin seçici yıkımı esas olarak belirlediğini ve mevcut paradigmanın yıkım sistemini yönetemeyeceğini ve çözümün seçici yıkım olduğunu belirtti. 

Seminerin “Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü ve Belediyeler Açısından Konunun Değerlendirilmesi” başlıklı sunumu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Evsel Atıklar Proje Şube Müdürlüğü Uzmanı Münüre Türkmen tarafından yapıldı. Sunumunda 2004 tarihli Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ni detaylı bir şekilde anlatan Türkmen, hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarının karıştırılmamasının ve seçici yıkımın yönetmelik tarafından esas alındığını söyledi. Yönetmelikte kurumsal sorumluluklara değinen Türkmen, iki tona kadar atık oluşumunda belediyelerin ve en büyük mülki amirlik tarafından atık üreticilerinden bedeli alınarak taşıma izni olan araçlarla toplanmasını, taşınmasını ve izinli alanlara götürülmesin sağlandığını, iki tondan fazla atık oluşumunda ise yıkım için ilgili idareden izin alınarak, taşıma izni olan araçlarla geri kazanım veya depolama tesislerine taşındığını söyledi. Türkmen; taşıma, depolama süreçleri, yıkım işlemleri ve bu işlemler sonucunda oluşan tehlikeli atıklar ve tehlikesiz atıklatın geri kazanımı ve kullanım alanlarına ilişkin bilgiler aktardı. 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İstanbul Bölge Laboratuvar Müdürlüğü İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Şengül Üçüncü’nün Kentsel Dönüşüm Sürecinde Asbest Yönetimi başlıklı sunumunda asbest türlerine, asbestin yapılarda kullanıldığı malzemelere ve tüm kullanım alanlarına ilişkin bilgiler veren Üçüncü, OSHA standardına göre 1981 yılı öncesi binaların çok büyük oranda asbestli mazlemeler içerdiğini, Türkiye’de 2011 yılında asbestin yasaklandığını ancak piyasadaki asbestli ürünlerin halen tehlike teşkil ettiğini ve otomobillerin de büyük oranda asbest yaydığını ifade etti. Kentsel dönüşüm ve yıkım faaliyetlerini, asbest tespiti ve yönetim sürecini anlatan Üçüncü, henüz belediyeler açısından numunelerin değerlendirilmesinde belirli bir standart olmadığını ifade etti. Şengül Üçüncü, 2018 tarihli İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Yazısı ile kentsel dönüşüm kapsamında olsun ya da olmasın yıkılacak / yıkılmasına onay verilmiş olan tüm yapıların yıkılmadan önce asbest tesptinin ilgili yönetmeliğe uygun yaptırılması ve asbest envanter raporunun belediyelere sunulması gerektiğinin altını çizdi. 

İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Demir, “Kentsel Dönüşüm Sürecinde İstanbul’da İnşaat ve Yıkıntı Atıkları Yönetimi” konulu sunumunda, 2011 yılında gerçekleşen Van Depremi sonrası ülkedeki binaların ve yapılaşmanın kalite durumunun yeterli olmadığının daha iyi anlaşıldığını, ardından 2012 yılında 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile beraber ülkede gerçekleşecek değişimler için önemli bir adım atıldığını söyledi. İstanbul’daki kentsel dönüşüm sürecinden söz eden Prof. Dr. Demir, mevzuat ve İstanbul’daki inşaat ve yıkıntı atıkları yönetimine ilişkin istatistiki bilgiler aktardı. Prof.Dr. Demir, geçen 6 yıllık süreçte dönüşüm kapsamındaki binaların 1/8’i yıkılıp yeniden yapıldığını, bu nedenle geriye kalan 7/8’lik kısım için en az 25 yıla daha ihtiyaç olduğunun düşünüldüğünü, İstanbul özelinde bakıldığında ise mevcut durumda yaklaşık 1295 hektarlık bölge riskli alan olarak ilan edildiğini, riskli alan bölgelerinin sadece %75’inde riskli yapılar olduğu, geriye kalan %25’lik bölgede yapılaşma olmadığı ve yeni riskli alan ilan edilmeyeceği gibi iyimser bir tablo kabul edilse bile, sadece İstanbul’da kentsel dönüşüm çalışmalarından dolayı 55-65 milyon ton yıkıntı atığı oluşmasının beklendiği, bu miktara temel kazılarından oluşacak hafriyat toprağıda eklenirse 659 milyon ton atık oluşumunun öngörüldüğünü belirtti.

Toplantıda konuşan MBB Çevre Yönetimi Koordinatörü Ahmet Cihat Kahraman, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın büyük ölçüde çevre yönetimi ile ilgili olduğunu ve yerel düzeyde ancak belediyeler ile bu amaçlara ulaşmanın mümkün olabileceğini ifade etti.

Ekler